‘bizi görüp Müslümanlıktan soğumalar olursa vebalini taşıyamayız’

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Hollanda'nın Lahey kentinde HDV Ahi Evran Camisi'nin açılışını yaptığı esnada kullandığı cümleler geniş yankı buldu.

84 milyon artı yurtdışındaki inanan inanmayan herkesin dikkatini çeken ve mutlaka bi yorumda bulunduğu o konuşma, bugünün konusu olacak gibi ;)

Gurbetçi vatandaşlarla bir araya gelen Ali erbaş,
"Bu ana kadar olduğu gibi camilerimizi eğitimle, bilimle, bilgiyle, hikmetle, irfanla değerlendirmeliyiz. Çünkü bizim dinimiz ilim, irfan, bilgi, hikmet dinidir. Bizim dinimizin iki önemli kaynağının birincisi Kur'an-ı Kerim, ikincisi sünnet-i seniyedir" diyerek devam etmiş.

"Müslüman, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir" hadisine atıf yapan Ali Erbaş (burası çok önemli), "Müslümanlar olarak gayrimüslimlerle komşuluk yapıyoruz. Medine'de Peygamber Efendimiz gayrimüslimlerle birlikte yaşadı. Onun hukukunu oluşturdu. Medine Sözleşmesi, bunun hukukunun dünya genelinde oluşturulmuş olan prototipidir. Bugün biz kendimizi öyle güzel tanıtalım ki dinimizi öyle örnek yaşayalım ki bize bakan İslam’a heves etsin. Bize bakıp da Müslümanlıktan soğuma olursa bunun vebalini biz taşıyamayız" falan demiş.

Taşımayıp ne yapacaklarına dair bi öneride de bulunmuş mu haber sadece bu kadar mı? Başka bi şey dememiş mi? Hani içine ettim, batırdım gibisinden bi şey yok mu?

Sadece biz değil, çocuklarımız da soğudu.

Kişilere bakipta bir müslüman Müslümanlıktan dinden soğuyorsa o müslümanın Müslümanlığı samimi değildir Müslümanlık kişilere göre yön verilecek bir durum değildir Burcu hanım kişiler gelip geçicidir beğenir beğenmessiniz o ayrı konu.

Arapça bilen biride anlayamıyor okuduğunda, meal tefsir niye var o zaman.

Size ve hükümete bakıp ben bunlar aynı dine mensup olamam diyip dinden çıkan binler var. Gavurun yapamadığını yaptınız.. İnsanların Deist ve Ateist olmasına vesile oldunuz.

13 yaşındaki askeri öğrencilerin, mericte bogulanlarin ,sayenizde kanser olanların ,yıllarca okuyup işinden etiklerinizin , günlerce işkence yapılanların ,iş bulamadigi için intihar edenlerin ,pazarlanan yurt kızlarının, hayat pahalılığınin ,ateist deist olan gençlerin vebalini?

Kişiler gelip geçici de , bıraktıkları kalıcı.

Anlasilmayan bir dil lie yazilmis ve anlasilmasi güç metaforların olduğu kutsal bir kitabı yorumlama gibi bir görev üstlendikleri icin , ağızlarından çıkan sözler milyonları bağlıyor . O nedenle yazanlardan çok söylenenler onem taşıyor.

Sen Çocuk gelinleri savunurken, din diye dogmalara sarılırken, faiz haram ama tokinin faizi caizdir derken, ne bekliyordun muhterem?